Battlefield 1942Sonunda geldi şu oyun. 2. Dünya Savaşı olayını en iyi yansıtan oyunlardan biri. Aaah aaah, Normandiya çıkartması olayında nasıl da Alman'ların yüz karası oldum. Hala anlayabilmiş değilim. Oyunu alır almaz hemen yükledim ve daldım Custom Battle'a. Almanya'yı seçtim, Normandiya olayına girdim. Ama gelin görün ki, oyun normal zorluk derecesinde o kadar sağlam ki, hemen eve tahta bir kutu içinde gönderildim
Ama haklılar, Normandiya bu, boru değil.
Battlefield 1942 harika bir oyun. Medal of Honour'a çok benziyor. Zaten kardeş sayılırlar. Oyun EA Games'den geliyor. Gelmekle de çok iyi ediyor. Çünkü EA, bu tarz oyunlarda da kendini kanıtlamış bir firma. Dağıtıcı olmasına rağmen, yine de iyi dağıtmış oyunu
Nasıl da toparladım ama, dehşetim yine.
Oyun 2 CD olarak geliyor. Install ederken biraz bekliyorsunuz. Ardından hemen ikona tıklayıp oyuna giriyorsunuz. Oyunun ana menüsü harika. Seçenekler üstte, tıkladığınız zaman alt tarafta menüler açılıyor. Arka planda millet birbirlerini yiyor. Arka plandaki video, oyun hakkında gözlerinizin önüne gelecekler bakımından size bir fikir veriyor. Oyuna girmeden önce profilinizi oluşturuyorsunuz ve ardından giriyorsunuz Options kısmına...
Oyunun options bölümünde, tuş ayarlarıyla başlayabilirsiniz bence. Fazla komplike değil, alışılagelmiş W,A,S ve D tuş yönetimi mevcut oyunda. Ctrl ile eğilmek, Z ile de yere yatmak mümkün. G ile yerdeki silahları alabiliyor veya cephane toplayabiliyorsunuz. Oyundaki tuşlar böyle, fazla detay yok. Grafik ayarları kısmında, otomatik olarak low, normal veya high seçeneklerine getirebiliyorsunuz. High seçeneğinde, sağlam bir sisteme ve özellikle de sağlam bir ekran kartına ihtiyacınız var. High seçeneğinde texture detayları maksimum olmuyor, sisteminize güveniyorsanız bunu maksimuma getirmenizi tavsiye ediyorum. Makineniz çok kasarsa, ilk olarak gölgeleri kapatın. Ardından yapay zeka olayını kısın ve ses kalitesini düşürün. Bot sayısını da düşürerek, performans kazanırsınız ve görsellikten pek ödün vermezsiniz. Bu da benden size bir tavsiye.
Options kısmında işimizi bitirdikten sonra, hemen Single Player moduna tıklıyoruz. Burada Campaign ve Quick Mission bölümleri var. Campaign'de konu itibariyle, multiplayer modundan pek farksız düzeyde bölümleri geçiyorsunuz. Konu malum. Oldukça zevkli bir olay. Quick Mission'da ise, haritaları teker teker seçerek, oradaki kontrol noktalarını ele geçirmeye çalışıyorsunuz. Kontrol noktalarını ele geçirmek, öldüğünüz zaman o noktalardan spawn olmanızı sağlıyor ve onca yolu yürümekten kurtuluyorsunuz. Karşı tarafın adam sayısı bittiğinde ise, savaşı kazanmış oluyorsunuz. Bu mod bence en zevklisi. Zaten oyunun multiplayer modu, gerçekten takdire değer yapılmış.
Oyunun atmosferi gerçekten mükemmel. Mermilerin sesleri vızır vızır kulaklarınızda çınlıyor. Bazukalardan fırlayan roketler, yanınızda geçerken tüğlerinizi diken diken ediyor. Sessiz sakin ilerlerken, her an bir köşeden çıkacak olan tank, sizin kalpten gitmeniz için en büyük sebep oluyor. Oyunda herşey düşünülmüş. Tank kullanmak, jeep kullanmak. Şoförlüğü başkasına yükleyip silah başına geçmek. Normandiya'da, karaya çıktığınız aletleri siz kullanabiliyorsunuz veya ana gemiden doğru topla saldırabiliyorsunuz. Oyunda her gördüğünüz aleti kullanmanız olası. ister şoför olarak, ister silahını kullanarak. Ama bence en büyük zevk, yaya olarak olaya girmek. Mouse'un sağ tuşu ile zoom yaparak adam vurmak oldukça zevkli.